Uluslararası liderlik anketi, yöneticilerin %74’ünün etkili iletişimi liderliklerinde çok önemli bir husus olarak gördüklerini gösteriyor. Ancak liderlerin sadece %29’u etkili bir şekilde iletişim kurabildiklerini düşünüyor. Uzaktan liderlik, her geçen gün daha çok yaygınlaştığı için bu durum pek de şaşırtıcı değil. İnsanların sosyal gelişimine yönelik bir perspektiften bakıldığında bu durum çok da mantıklı görünmemektedir. Çünkü insan zihni yüz yüze etkileşimlere karşılık verecek şekilde evrilmiştir. Peki uzaktan liderler modern dijital çağda daha etkili ve güçlü olmak için bu güçlüklerin üstesinden nasıl gelebilir?

Tamamen yanlış anlaşılmalara neden olan bir e-postayı personeline gönderme deneyimi her yöneticinin başına gelmiştir. Bunun ardından ortada sorun yokken sorunların meydana geldiği bir dizi e-posta daha gönderilir. Liderler ve takipçileri aynı iş ortamını (uzaktan liderlik) paylaşmadığı ve yalnızca dijital araçlarla iletişim kurduğu zaman (dijital liderlik) böyle yanlış anlaşılmalar körüklenir.

Günümüzde iş yerlerinde uzaktan liderlik git gide yaygınlaşmaktadır. Neredeyse bütün büyük şirketler ve bunlara bağlı yöneticileri ile personel, çalışmalarını farklı lokasyonlardan yönetiyor.

Uzaktan liderliğe yönelik düzenlemelerin popülerliği konusunda kafamız karışık olabilir. Atalarımızın dünyasında, liderlik yüz yüze gerçekleşen bir hadise idi. Liderler ve takipçileri arasında fiziksel bir mesafe yoktu ve liderler ile takipçileri kendi aralarında birbirlerini görebildikleri, duyabildikleri ve hatta birbirlerinin kokularını hissettikleri samimi, şahsi bir ilişki geliştirmişti. Davranışlarla örnek olmak bir kuraldı ve kabiliyet ile karizmaya bağlı olarak liderin kişisel etkisi liderliğin etkileyiciliğinde önemli bir rol oynardı.

Psikolojik araştırmalara göre liderlerin sözsüz davranışları (kafasını sallaması, gülümsemesi gibi) gerçekten liderlik vasfının etkileyiciliğinin kilit noktasıdır. Bazı psikologlar, liderlerinin etkisinin %70’inden fazlasının sözlü iletişimle bağlantısı olmayan faktörlerle ilişkili olduğunu öne sürmektedir. Uzaktan liderliğe insanların sosyal gelişimine yönelik bir perspektifinden bakacak olursak, bu yenilik birkaç uzun vadeli araştırmaya sahiptir. İnsan zihni, liderlerin fiziksel varlığının baskısı altındadır.

Amsterdam’daki VU Üniversitesi tarafından kısa süre önce yürütülen bir ankete kapsamında Hollanda’daki çeşitli kuruluşlardan gelen çalışanlara hali hazırda müdürleriyle kurdukları iletişimlerinden ne ölçüde tatmin olduklarını sorduk. Tahmin edin ne çıktı? En çok takdir edilen yüz yüze liderlikti. Onu ardından ise videoyla görüşme (skype ile) (bazı uzaklıklarda) ve son olarak da telefonla iletişim geldi. E-posta, SMS, Whatsapp ve Facebook patronlarla etkileşimde en az takdir edilen yollar.
Bu ilk sonuçlar gelişimsel liderlik teorisiyle bütünüyle tutarlıdır.

Liderlik etkileşim türü, geçmişteki liderlik etkileşimine daha çok benzerlik göstermekte ve takipçileri olan emrindekiler daha çok tatmin olmaktadır. Biz şu anda, bir liderin mesajının e-posta, video konferansı ya da yüz yüze iletilmesini dikkate alarak, hangisinin daha etkili olduğunu kıyaslamak suretiyle uzaktan liderliğin verimliliğine bakıyoruz.

İlk bulgular, uzaktan liderliğin daha az verimli olduğunu gösteriyor.
Uzaktan liderlik hakkında daha fazla ne biliyoruz? Shell çalışanları arasında yürütülen uluslararası bir araştırmaya göre çalışanlar, uzaktan yöneticiler için “yüz yüze yöneticilere” göre daha yüksek standartlar belirlemektedir. Uzaktan ortamlarda hem görevlerinin hem de ilişkisel bakış açılarının daha çok önem taşıdığı görüşündeler.

Örneğin uzaktan bir ilişkide çalışanlar liderlerinden daha net hedefler koymalarını ve bilgiyi daha hızlı yaymalarını ister. Mesele bu beklentilerin gerçekçi olup olmadığıdır. Çalışanlarınıza nasıl ilham verirdiniz ve fiziksel anlamda uzak ortamda bulunan çalışanlar arasındaki güveni nasıl sağlardınız? Organizasyonel bilim adamlarının henüz bu soruya bir cevabı yok. Liderlik geliştirme programlarının çoğu, uzaktan liderliğin zorluklarını yalnızca reddediyor.

Kanada Dalhouise Üniversitesi’nden Elizabeth Kelley ve Kevin Kelloway’in araştırmasına göre, uzaktan ortamlarda etkili liderliği sınırlayan en az 4 faktör vardır. Birincisi hem liderlerin hem de çalışanların uzaktan ortamlarda bir kontrol eksikliği yaşamasıdır. Müdür ve çalışan, birbirlerinden ne beklediğini kestirmekte zorluk çeker. Bunun bir sonucu olarak, güven hassas bir noktadır ve bir e-posta trafiğinden sonra yanlış anlaşılma riski artar.

Başka bir mesele ise, planlanmış iletişimlerin ve toplantıların eksikliğidir. Bu gibi görüşmeler, müdür ve çalışanlar arasındaki bağları güçlendirir. Çalışanlar ve müdürler bu gibi karşılaşmalarda iş dışındaki konular hakkında da konuşabilir. Sonuç olarak liderliğin X faktörü karizmadır ve uzaktan liderlik ortamlarında bu mevcut değildir. Bu ortamlarda çalışanları motive etmek, onlara ilham vermek son derece zordur.

Peki eski kafalarımızdan uzaktan liderlik işini nasıl çıkarabiliriz? Öncelikle, uzaktan liderliğin yüz yüze liderlikten farklı becerilere dayandığını anlamamız gerekir. Öyle ki etkili uzaktan liderlerin kişilikleri önemli bir biçimde farklılık gösterir. Doğal olarak, dışa dönük liderler uzaktan ortamlarda daha az başarılıyken, işine bağlı liderler daha başarılıdır.

Liderlik geliştirme programları uzaktan liderlikte yöneticilerin eğitimini dikkate almalıdır. Video konferanslarının nasıl gerçekleştirileceğine, güçlü ve düzgün bir e-postanın nasıl yazılabileceğine ve mesajlarda his simgelerini kullanmaya daha çok önem verilebilir. Yöneticiler özellikle ilham verici bir mesajı dijital araçlarla nasıl iletebilecekleri konusunda eğitilebilir. Sonuç olarak kuruluşlar iletişim araçlarının maliyetlerinden olduğu kadar, bunlara yönelik fırsatların da bilincinde olmalıdır .
Kuruluşlar telefon konuşmasının e-posta göndermekten ve video konferansının telefon konuşmasından daha iyi olduğunun farkında olmalıdırlar. Yine de zihinlerimizde kabul ettiğimiz liderlik figürü ile nihai olarak daha uyumlu olması nedeniyle, en iyisi birebir yapılan görüşmelerdir.