Başkalarına verebileceğimiz en güzel hediye iyilik ve nezakettir. Nezaket; bir ilgi, anlayış ve cömertlik göstergesidir. Başkasının hislerini ve iyiliğini kendimizinkinin önüne koyma eylemidir. Nezaket, iyi yüreklilik tarafından güdülenir; her zaman ulaşabileceğimiz ve her an seçebileceğimiz bir enerjidir. Kendi iç dünyamızda gelişen bir sürece takıldığımızda dış dünyaya ve başkalarına dönmek zorlaşır. Yaşadığımız mutsuzluk, güçlük ve sorun için muhteşem bir ilaç gibidir. Başkalarına bir şeyler verdiğimizde vücudumuzda bizi mutlu eden bir kimyasal tepkime açığa çıkar.

Kendimize her gün şu soruyu sorsak dünya belki daha farklı bir yer olabilirdi: Bugün birine nasıl yardımcı olabilirim? Hayatlarımızı bilincimizde bu düşünceyle kurmuş olsaydık birbirimiz arasında daha iyi bir atmosfer yaratmış olmaz mıydık? Her şeyi yalnızca kendimiz için yaparsak kendimizi soyutlanmış hisseder, yalnız kendi gerçeklerimizin olduğu adalar haline geliriz.

İnsan yalnız olamaz. Topluluklar halinde yaşayarak birlikteyken başarılı olabiliriz. Birbirimize yardımcı ve destek olduğumuzda komşumuzun yükünü hafifletmiş, onu mutlu etmiş oluruz.

Topluluk sözcüğünün sözlük tanımlarını seviyorum:

1) Ortak tavır, çıkar ve hedefleri paylaşmanın sonucu olarak başkalarıyla birlik hissi,

2) Doğada belli bir ortamda birlikte üreyen ve yaşayan, birbirine bağımlı, farklı türdeki organizmalar grubu.

3) Manevi olarak kardeşlik, birlik, düzen.

İsteyerek nezaket gösterdiğimizde başkalarına etkili bir şekilde bir şeyler vermiş oluruz. Yardımcı olmanın ve bir şeyler vermenin farklı düzeyleri vardır:

• Bir şeyler vermenin ilk çeşidi, kendimizi iyi hissettirecek şekilde vermemizdir. Örneğin bir vakıf kuruluşuna para bağışlamak.

•İkincisi, birine yardım etmektir. Örneğin  ihtiyacı olanlara  yemek vermek ya da bir arkadaşa evini taşırken yardım etmek gibi.

• En önemlisi, görünmeden vermektir. Bunlar genellikle kendiliğinden gelişen eylemlerdir, ancak küçük aksaklıklar nedeniyle çoğu zaman yapmayız. Örneğin elleriniz doluyken birine kapıyı açmak, komşunuz çıkmadan önce karları temizlemek ya da yoğun trafikte başka bir arabanın önünüze geçmesine izin vermek gibi.

Ne kadar sıklıkla nezakete işimizi ya da acelemizi bölmesi için izin veriyoruz?  Başkalarına yardım etmek, insanlarla birlikte yaşamak için önemli bir niteliktir. Bazen yaptığımız iyilik ve yardımın görülmesini isteriz, bunun iyi bir şey olduğunu düşünürüz çünkü. Belki de bu, iyiliği tekrar etmemiz için olumlu bir destektir. Bu şekilde fark edilme, görülme ihtiyacımızın olmadığı zamanlarda gelebilir. İşte o zaman yardım etmek ve bir şeyler vermek, içimizin derinliklerinde sakin ve huzurlu bir yer oluşturur. Birinin hayatını süreçte bir şey kazanmadan değiştirme, etkileme bilgisine sahibiz. İşte o zaman nezaket ve yardım, tamamen içten gelen bir şey halini alır.

Ne ekersen onu biçersin düşüncesine de inanırsak eylem ve seçimlerimiz konusunda kendimizi daha çok sorumlu hissederiz. Günlük davranışlarımızın aslında dünyanın bize nasıl davrandığını ve karşılığında nasıl etkilediğini belirlediği anlayışını kazanırız.

İyi yürekli olmak, bulaşıcıdır! Deneyin, bilinçli olarak başkalarına yardım eden. İçten sözler söylerin ve sonra hayatınızda neler oluyor, neler değişiyor, bir bakın.