Bu sene gerçekleşen Oscar Ödül Törenini izlemiş miydiniz? Geçenlerde bir tekrarı yayınlanıyordu ve ödül sahipleri sahnede ödüllerini kabul ederken yaptıkları konuşmaların pek çoğu arasında belirgin ortak noktalar olduğunun farkına varmak mümkün. Eğer bu konuşmalardan belirli ayrıntıları çekip alırsanız, sonuç itibarıyla hepsindeki ortak ana fikrin %90 şu şekilde olduğu sonucuna ulaşabilirsiniz;

“Çok müteşekkirim. Hayatımın tümü, bu anın gerçekleşmesine odaklı şekilde ilerledi. “

Bu düşünce hakkındaki en ilginç nokta ise, şahsi fikrime göre, bir insanın sosyal statüsüne, servetine, yaşına ve kendine özgü durumuna bakılmaksızın, hayatları boyunca şu andaki konuma erişmelerini sağlayacak şekilde bir yol katetmiştir insanlar.

Bir an durup düşünürseniz bu durumun böylesine büyük bir ödül töreninde gerçekleştiğini gördüğünüzde durumu daha net bir şekilde anlayabilirsiniz. Bu, hepimiz için eşit derecede önem taşır. Hayatta karşılaştığımız her şey, en yükseğinden en alçağına kadar ve bunlar arasında kalanlar da dâhil olmak üzere, bizi şu anda tecrübe ettiğimiz ana taşımıştır.

Bu da, istediğiniz bu hedef konuma ulaşmak için tam olarak olmanız gereken yerde duruyor olmanız anlamına geliyor. Bu noktadaki mesela, doğru yönde yeni bir adım atma meselesidir ve  kişisel gelişiminiz için önemli adımlarınızdan birini oluşturur.

Dolayısıyla şu anda bir yerde tıkanıp kaldığınızı düşünmeyin. Durumunuzu böyle yorumlamayın.

Durumlar, siz değişmesini istediğinizde değişebilir. Hem de bu her yaşta mümkündür. Hayat her an değişir. Aynen sizler gibi.

Buradaki kilit nokta, güçlü gerçekleri benimsemek ve oyalanmamaktır.

Hayatınızda yapmak istediğiniz bir değişiklik ve ulaşmak istediğiniz bir hedefi düşünün.

O zaman size kısaca bir örnek vereyim ve her konudaki perspektifinizi değiştirebilecek basit ama güçlü soruyu size sorayım.

İnsanlar hayatta yapmak istedikleri birtakım işler olduğunu ama geç kaldıklarını düşündüklerine dair mesajlar iletiyor. Örnek olarak psikoloji okumadığı ve bu alanda mesleki ya da akademik tecrübe kazanmadığı için pişmanlık duyduğunu söyleyen birini düşünün. Şu anda 38 yaşında olduğunu varsayın. Onun perspektifinden düşündüğünüzde, pişman olan kişinin sıfırdan başlaması gerektiğinde lisans, yüksek lisans, doktora derken bir on yıl harcayacağı ve 48 yaşına geleceğine kanaat getirebilirsiniz. Ben de soruyorum; peki bunları yapmazsa ne olur? İstemediği bir meslekle uğraşmaya devam ederse, istemediği bir yere saplanıp kalacaksa ne olur? Zaman siz ne yaparsanız yapın akıp geçecektir. Ama önemli olan zamanınızı nasıl geçirdiğinizdir. Diyeceğim o ki, aklınızda büyük bir arzu ile hayal ettiğiniz ne varsa bunları hayata geçirmeye bakın. Böylece, yaşlandığınızda bile, bu yılların verimli geçtiğini düşüneceksiniz. Daha olgun, ama daha doymuş, genç ve iyi hissedeceksiniz.

Şimdi kendinize şu soruyu sorun:

Bu örnekteki gibi bir düşünce yapısını terk ettikten sonra çok istediğiniz bir şeyi yapmazsanız, on yıl sonra kaç yaşında olacaksınız ve kaç yaşında hissedeceksiniz?

Tabii ki şu anki yaşınızdan on yıl daha ileride olacaksınız. Bugün bu işi gözünüzde büyütmeksizin kendi olanaklarınız dahilinde yapabileceklerinizi yaptığınızda ve bu işin sonunu getirip her şeyi harfiyen uyguladığınızda da on yıl sonra tam aynı yaşta kalacaksınız.

Adım adım, olanaklarınız dahilinde ve çok çalışarak ilerlediğinizde ve bulunduğunuz anı unutmayarak hedeflerinizi gerçekleştirdiğinizde tatmin olmuş, verimli bir zaman geçirmiş, mutlu ve genç hissedeceksiniz.

Eğer bunu yapmazsanız;

Ancak öğrendiğiniz derslerin ve kat ettiğiniz aşamaların gururunu hissetmek yerine, asla denememenin getirdiği kaçınılmaz pişmanlık duygusunu hissedeceksiniz.

Bunun için gösterilecek yeni hiçbir şey olmadan zaman geçip gidecek.

En nihayetinde istediğiniz şeye yaklaşmanıza bile imkân kalmadan yaşlanıp gideceksiniz.

Kendinize denemek için bir şans verin, kendinize izin verin ki istediklerinize ulaşabilesiniz.

Dileğiniz İçin Bir Sonraki Adım

Uzun bir süredir, tekrar tekrar vasat sonuçlar alarak hayal kırıklığına uğradıysanız ve hayatınızda da değişen bir durum yoksa bu, ektiğiniz meyveleri yeterince biçemediğiniz anlamına gelmez. Bu yalnızca kendinize yanlış soruları sorduğunuz anlamına gelir.

Unutmayın, bir şeylerin değiştiğini itiraf etmek büyük cesaret ve metanet gerektirir ki büyük cesaret ve metanet, bu değişikliğin olması için sorumluluk kabul etmenizi sağlar. Evet, yaşlanmak ve değişim zaman zaman zor gelebilir. Bu anlaşılır bir durum. Ama hayatta hiçbir şey ait olmadığınız bir yere ya da bir şeye saplanıp kalmaktan daha zor değildir.

Yaşamınızda anlamlı bir değişiklik yapmak, yeni bir derece kazanmak, yeni bir iş kurmak, yeni bir ilişkiye başlamak, bir aile kurmak, daha dikkatli olmak ya da zaman ve taahhüt gerektiren herhangi bir kişisel yolculuk yapmak gibi bir durum gerektiğinde, tüm ayrıntıları bir kenara bırakın.

Öyleyse…

Hayatınızda neyi değiştirmek istiyorsunuz ya da hayattaki amacınız nedir?

Bunu asla yapmazsanız veya asla denemezseniz 10 yıl sonra kaç yaşında olacaksınız veya hissedeceksiniz?

Ve belki de en önemlisi…

Birçok insanın yapamayacağı şekilde her gün biraz zaman harcamak ister misiniz; böylece hayatının geri kalanını birçok insanın geçiremeyeceği bir şekilde geçirebilir misiniz?

İlk iki soru kapsamında beyin fırtınası yaparak üçüncü soruyu “EVET” şeklinde cevaplamaya karar verdikten sonra hayatınızda olumlu günlük ritüeller oluşturmaya başlamanın ve nihayetinde de gerçek anlamda bir ilerleme sağlamanın zamanı gelmiş demektir.

Çünkü köklü değişiklikler; hedeflerden ziyade günlük olarak yaptığınız, size minik görünen ancak birleştiğinde büyük adımlar oluşturan günlük ritüeller sonucunda gerçekleşir.

Şimdi sıra sizde:

Kendinizi iyi hissetmek istiyorsanız, ben bunu sizden duymak isterim.

Bu makalenin hangi kısımları sizinle en çok bağdaşıyor? Ve neden bu kısımlar sizinle bağdaşıyor?