Güçlü sorular; başkalarının görüşlerini doğrulamanın, karşıdakinin bakış açısını anlamanın ve onu dinlemenin bir yoludur. Temel amaç, herhangi gizli bir gündem olmaksızın sadece öğrenmek ve de soruyu alan kişiye destek sunmaktır.
Güçlü sorular; sorunun alıcısının ne söylediğini aktif olarak dinlediğinizi ve anladığınızı gösterir. Güçlü sorular; varsayımlara ve önyargılara meydan okur; zihinleri açar. Konunun net olarak anlaşılmasını sağlayacak şekilde, olayları mercek altına yatırarak güçlü sorular sorabilirsiniz.
Güçlü sorular sormak, neden önemli bir liderlik alışkanlığıdır?
Liderlerin önyargıları hafifletmesini ve bir durumun, bir kişinin veya bir bütün olarak ekibinin derinlemesine değerlendirmesine katkıda bulunmasını sağlayan bir araç sunar.
Güçlü bir soru nasıl sorulur?
Aşağıda güçlü bir soruya ilişkin ölçütler sunulacaktır, ancak güçlü bir soru sormak için kesin bir senaryo olmadığını da açıkça belirtmem gerekir. Güçlü sorular; konuya açıklık getirme amaçlıdır. Güçlü sorular; daha büyük olasılıklar yaratır, yeni öğrenme fırsatlarının kapılarını açar ve sonuç olarak bir eylem üretir. Bir sorunun güçlü olup olmadığını belirlemenin birkaç yolu vardır.
- Sorunun açık uçlu olması: Yanıtı “evet” veya “hayır” olan sorular yerine; ne, ne zaman veya nasıl şeklinde sorular sormak.
- Konuya sıfırdan başlarcasına yola çıkmak: Kendinize şunu söyleyerek başlayın: “Cevabı bilmiyorum.”
- Açık, kısa ve öz: Karmaşık hale getirmemek, gereğinden fazla lafı uzatmamak ve çok fazla kelime kullanmaktan kaçınmak; sadeliği tercih etmek.
- Etkileyici: Tüm soruların birden güçlü olması zorunlu değildir. Örneğin 30 dakikalık bir konuşmada, 2-3 güçlü soru sormaya odaklanın. Önemli olan, etki yaratabilmektedir.
- Spontane olması: Muhtemelen güçlü soru sorma konusunda unutulmaması gereken en önemli noktadır. Her şeyi birden planlama şansınız yok! Konuşma başlamadan önce formüllere dayalı sorular hazırlamak işe yaramaz. Bazı sorular, konuşma ilerledikçe; anlık gelişir.
Güçlü sorular sormak için kesin bir senaryo yoktur. Ancak her durumda güçlü sorular sormada yardımcı olan, ancak sık sık gözden kaçırılan bir özellik vardır.
Nedir bu özellik?
Merak. Evet, yanıt “Merak”.
Merak konusunda üstün bir yeteneği keşfetmek ister misiniz? 3 yaşındaki bir çocuğu bulun ve bir saatliğine onu izleyin. Onlar; etraflarındaki dünyayı, gördüklerinin nedenlerini ve neredeyse her şeyi sorguluyor. Çocuklar, daha fazla bilgi edinmek ister ve doğru ya da yanlışla veya toplumsal beklentilerle sınırlı kalmazlar. Sadece soru sorarlar.
Yaşımız ilerledikçe, merakımızı yitirmek için eğitiliyoruz. Aklımıza ne zaman bir soru gelse, bunları sormanın adeta kabul edilemez olduğu bizlere öğretiliyor. Bunun yerine, günlük konuşmalarımızı yüzeysel bir şekilde tamamlıyoruz. Çok nadiren yakın bir arkadaşımız veya iş arkadaşımızla bir araya gelip derin bir konuşma gerçekleştiriyoruz.
Daha güçlü sorular sormanın sırrı, daha da derine inmektir. Daha güçlü sorular sormak; bazen de, o 3 yaşındaki bize geri dönüp, o halimizle tekrar bağlantı kurmak, merakımızla yeniden tanışmak ve onunla da yeniden bağlantı kurmak demektir.
Bilmeceleri hatırlayın. Bilmecelerin yanıtını bulmaya çalışırken, aklınıza türlü türlü sorular ve olasılıklar gelir.
Aklınızdan geçen bu sorular, merakınızı açığa çıkarıyor. Anlamaya çalışmak, bilinmeyene giden yolun çekiciliği… Adeta 3 yaşında bir çocuk gibi… Merak, daha fazla şey öğrenmenin gerçek arzusu – keşfetmek.
İnsanları, ekipleri veya durumları daha doğru bir şekilde değerlendirebilmeniz için bu meraklı tarafınıza geri dönün. Kendinizi kısıtlamak yerine, kendinizi açın ve zihninizin her türlü sorunun kendini açığa çıkarmasına izin verin.