“Farkındalık, olasılığın doğduğu yerdir. Yapmak istediğiniz her şey, olmak istediğiniz her şey burada başlar. ”~ Deepak Chopra
Bireyin kişisel gelişim yolculuğunda ilerlemesinde önemli konulardan biri duygusal tetikleyicilerin farkına varmasıdır.
İnsanların belirli konularda aynı kötü sonuçları almaya devam etmelerine ragmen neden aynı yıkıcı tepkilere başvurduğunun nedenini hiç merak etmiş miydiniz?
Birçoğumuz sağlıksız başa çıkma mekanizmalarına başvurabiliriz ve bunun nedeni; stres, korku ya da duygusal durumlarla ilgili olabilir. Çoğu zaman, bilinçaltı süreçlerden habersizizdir. Örneğin, uzun, zor bir günün sonunda içgüdüsel olarak sigara içmeye başvurabiliriz.
Bağımlılık ya da diğer kendini yıkıcı davranışlar ya da alışkanlıklar, çevresel ve duygusal tetikleyicilere verilen tepkilerdir. Bu tepkilerin farkında olarak yenilerini yaratabilirsiniz, böylece dünyaya, duygusal manzaranıza, ailenize ve arkadaşlarınıza daha sağlıklı bir şekilde yaklaşabilirsiniz.
Bu duygusal tetikleyicilerin kaynağını öğrenerek, gerçekleştirdiğimiz eylemleri tanımaya başlarız. Böylelikle sakin ve dengeli bir tepkiye başvurabiliriz.
Bazen doğal savunma mekanizmalarımız da bize birçok yönden zarar verebilir.
Tetikleyicileri ve sağlıksız tepkilerimizi tanımadığımızda, bizi uzun ve dolambaçlı bir yol bekliyor olabilir.
Büyümesi sırasında göz ardı edilen bir insan, dikkate alınmadığını hissettiğinde bağırmaya başlayabilir. Duygusal olarak mevcut olmayan ebeveynler nedeniyle bu çocuklar kendini güvensiz hissedebilir.
Geçmişte kontrol edilen bir kişi, kendine ne yapması gerektiğinin söylendiğini düşününce öfkelenebilir.
Yıllarca çaresiz kalan bir kişi, kontrolünün olmadığı bir durumda panikleyebilir.
Örnekler çoğaltılabilir. Bu duygusal tetikleyicilerden size tanıdık gelenler var mı? Kendinize şunu sorun: “Duygularımı tetikleyen bir olay gerçekleştiğinde buna nasıl yaklaşırım?” Birçoğumuz, çözülmemiş öfke ve diğer duygularla yüzleştiğimizde acımızı dindirmek için yiyecek, alkol veya başka maddelere yöneliyoruz.
Bir tetikleyici, üzücü duygular uyandıran ve problemli davranışlara yol açabilecek bir uyarıcıdır. Hepimizin tetikleyicileri var ve hepimizin bunlarla sağlıksız bir şekilde baş etme yöntemleri var. Ancak otomatik olarak geliştirdiğimiz yanıtlarımızı durdurma ve yeniden bir rota belirleme gücümüz var. Buradaki zorluk, tetikleyicileri tanımlamayı ve daha sonra gerçekleştiklerini fark etmeyi öğrenmektir.
“Uyaran ve tepki arasında bir boşluk vardır. Bu alanda bizim vereceğimizi tepkiyi seçme gücümüz var. Vereceğimiz tepkide büyümemiz ve özgürlüğümüz yatıyor. ”~ Viktor E. Frankl
Çoğunlukla, tetikleyicilerimiz, bizi geçmişte yaşanan travmaları veya duygusal rahatsızlıkları bilinçsizce hatırlatan deneyimler, durumlar veya streslerdir. Travmalar; üzüntü, kaygı ya da panik duygusunu ezici bir biçimde “yeniden tetikler”.
Beyin, tetikleyici ve tepkiniz arasında bir ilişki kurar; böylece her şey tekrarlanır, durumlara aynı davranışsal tepkiyi gösterirsiniz.
Duyusal hafıza da son derece güçlü olabilir ve travmatik bir olay ile ilişkili duyusal deneyimler hafızada bağlanabilir ve bir kişi neden üzüldüğünü fark etmeden önce bile duygusal bir tepkiye neden başvurabilir.
Alışkanlık oluşumu da tetiklemede güçlü bir rol oynar. İnsanlar aynı şeyleri aynı şekilde yapmaya eğilimlidir. Örneğin, sigara içen bir kişi araba kullanırken daima sigara içebilir; Bu nedenle, sürüş, sigara içmenin bilinçli düşüncesi olmadan sigara içmeye yönelik bir dürtüyü tetikleyebilir.
Tetiklemelere verdiğimiz yanıtlar genellikle bilinçaltı seviyesinde gerçekleşir ve beynimizdeki bağlantıların nasıl şekillendiğinden tamamen habersisizdir.
İki farklı tetikleyici türü vardır:
Duygusal Tetikleyiciler
Öfke, üzüntü ya da endişe gibi olumsuz duygulara yakalanır ve aşırı duygusal yollarla tepki gösteririz – şiddet, bağırış ve çığlık atma, tamamen geri çekilme vb.
Fiziksel Tetikleyiciler
Bazı maddeler (yiyecek, şeker, alkol, uyuşturucu vb.). Bu noktada duygusal acıyı, duyguları bastırmak ya da acıyı hafifletmek için kullandığımız bir tür fiziksel aktiviteyi alışkanlık haline getiririz.
Fiziksel tepkiler söz konusu olduğunda, başka bir şey yaparak, örneğin bir yürüyüş yaparak alışkanlığı değiştirebiliriz.
Duygusal tepkiler için ise bir tetikleyiciye / uyarana bilinçsizce tepki vermek yerine duygularımızı anlamak, tanımak ve yapıcı bir tepki geliştirmeye çalışmak önemlidir.
Bir kağıt alarak ve üç sütun oluşturarak başlayın. Bu üç sütunu şu şekilde adlandırın: Tetikleyici, Mevcut Tepki ve Yeni Tepki.
Tetikleyici sütununda, tetikleyicilerinizin her birini yazın. Bunları düğmeler gibi düşünün.
Mevcut Tepki sütununa, bu düğmeye basıldığında normal olarak nasıl tepki vereceğinizi listeleyin.
Yeni Tepki sütununa ise, mevcut tepki yerine bilinçli bir tepki olarak neler yapabileceğinizi yazın.
Artık tetikleyicilerinizin listesini yazdığınıza ve nasıl yanıt vereceğinizi değiştirdiğinize göre, bu yanıtları alışkanlık haline getirmeyi öğrenmelisiniz.
Bu listeyi kılavuz olarak kullanın. Tetikleyicilerinizi size geldiklerinde yönetmek için yeni yollar ekleyebilirsiniz.
Yeni yolları öğrenmenin zamanı geldiğinde, cesaretiniz kırılmasın. Pratik yapmaya devam edin; bunlar, zaman geçene kadar yeni alışkanlıklarınız haline gelecektir. Bu şekilde, bilinçli olarak sahip olduğunuz ve insanlara, durumlara ve koşullara nasıl tepki vereceğinizi seçeceğiniz konusunda güçlü olursunuz. Artık körü körüne tepki vermezsiniz.
Hayat tetikleyicilerle doludur. Ancak, aynı zamanda bu tetikleyicilere sağlıklı tepki verme seçeneğine ve gücüne sahip olduğunuzu da unutmayın. Bu sayede hayatınızı iyi duruma getirebilirsiniz.