Çalışma motivasyonu, bireyin işinin niteliği ve niceliği üzerindeki iç ve dış etkilerle ilgilidir. Ortaya konması gereken çabaların miktarı, hedeflere ulaşmadaki ve verimli sonuçlar elde etmedeki kararlılıkla ilişkilidir.
Bazı kişiler, motivasyonu tamamen içe yönelik olarak görmektedir. Örneğin bir bireyin bir şeyi başarması için çalışma sürecinde değerler, ihtiyaçlar, duygular ve eşitlik algısı gibi durumlar göz önünde bulundurulmalıdır. Kimilerine göre de motivasyon, tamamen davranışı değiştiren birtakım pekiştirmeler ve cezalandırmalar gibi dış etkilere bağlıdır. Motivasyonla ilgili araştırmaların çoğu bu fikrin her ikisine de yönelmektedir.
Çalışma motivasyonuna ilişkin bu fikirlerin perspektifine bakılmaksızın, bunların hepsi performansa götüren davranışları öngörme ve açıklamakla ilgilidir. Motivasyon, performans gibi değildir. Performans; hedeflere ulaşmak, beklentileri karşılamak ya da beklenen sonuçları üretmektir. Motivasyon ise, performansa götüren güçlerin birleşimidir.
Motivasyon kuramları, sosyal bilimciler tarafından çeşitli gözlemler sonucunda geliştirilmiş ve incelenmiştir. Motivasyon kuramları birbirlerinden farklı olmalarına rağmen çalışma ortamlarında uygulanabilecek şekildedirler. Kuramlar, davranışları tahmin etmek ya da müdahaleleri öngörmek amacıyla kullanılmamalıdır. Ancak en azından geçerli ve tutarlı oldukları takdirde motivasyon unsurlarının tanımlanması, açıklanması ve belirlenmesi için ve de motivasyon sorunlarına çözümler sunmak için kullanılabilirler.
Herhangi bir motivasyon kuramını pratiğe dökerken göz önünde bulundurulması gereken bir şey, kuramın grup ya da bireyler üzerinde uygulanabilirliğidir. Kuramın kimin üzerinde uygulanacağı son derece önemlidir. En önemlisi işyerindeki bireylerin içindeki çeşitlilikleri anlamaya çalışmaktır. Herkesin farklı olduğunu unutmamak, önemlidir. Bu nedenle her bireyin aynı motivasyon unsurlarına aynı tepkiyi göstermesi beklenemez.
Motivasyon yönetimine yönelik öneriler, genel anlamda insanların ihtiyaçlarının karşılanması, istenen davranışların ve/veya hedeflerin elde edilmesiyle ilgilidir. Bunlar dışında çalışanların kararlılık ve bağlılığı da söz konusudur. Bireylerin belli bir hedefe ulaşmak için o konudaki kararlılıkları da sahip oldukları iç motivasyonla da ilgilidir. Bu da kendi zihinleriyle ilgili bir süreçtir.
Hedefe yönelik motivasyon kararlılıkla ilgilidir. Bu da, belli unsurlara bağlıdır. Bu unsurlar, bir bireyin aşağıdaki sorulara vereceği cevaplarla ilişkilidir:
DEĞER:
Hedefe ulaşmanın değeri nedir?
Bana faydası olacak mı?
İşin gerektirdikleriyle ilgileniyor muyum?
İşin gerektirdiklerini yapmaktan zevk alıyor muyum?
Bu hedef, benim için ve diğer çalışanlar için önemli mi?
DUYGU:
Bu hedefle ilgili neler hissediyorum?
Bu hedefle ilgili hislerim olumlu mu?
Diğer çalışanların bu hedefle ilgili hisleri olumlu mu?
Bu hedefe ulaşabilir miyim?
İhtiyacım olduğunda yardım alabilecek miyim?
Durum ve koşullar uygun ve kesin mi?
Hedefe ulaşmak için gereken kaynaklar yeterli mi?
Diğer çalışanlar bana bu süreçte yardımcı olacak ve destekleyici geribildirimlerde bulunacaklar mı?
KİŞİSEL DURUM
Bunu gerçekleştirmek için gereken bilgi ve becerilere sahip miyim ya da bunları elde edecek miyim?
Benim için yeni ve mücadele gerektiren fakat beni aşmayan bir süreç mi olacak?
Üç temel alan olan değer, duygular ve kişisel durumdan herhangi biri eksik olduğunda birey, hedefe ulaşmada yeterli derecede kararlı olmayacak, dolayısıyla motivasyonu düşük olacaktır.
Bireyin belli bir hedefe ulaşmasındaki diğer unsurların arasında zihinsel çaba ve kişinin söz konusu hedefe ulaşmadaki yeteneklerine ilişkin düşünceleridir (öz yeterlik). Zihinsel çabanın niceliği, motivasyonla ilişkilidir. Birey, çalışma ortamındaki hedefi kendi hedefleriyle örtüştüremediği takdirde zihinsel çaba, motivasyonu düşürür. Bireyin ortak hedef doğrultusunda öz yeterliği güçlü olduğu takdirde ve hedefi bir noktada kendi hedefleriyle örtüştürebildiğinde motive olmaya daha yatkındır.