Bazı sözcükler içimize, ruhumuzun derinliklerine ulaşarak hayatımıza yeni bir anlam katarak, yeni anlayışlar kazandırabilir. Sözcükler, her birimiz için farklıdır, ancak hepsinin amacı aynıdır.
Kişisel olarak “Seni anlıyorum” ya da “Özür dilerim” dediğimizde dünyalar değişebilir. Kimi ilham verici ve aydın liderlerin söylediği sözler ise tarihin akışını değiştirmiştir. Bugün içinde yaşadığımız dünyada bir araya gelen milyonlarca sözcük, dünyanın geleceğini şekillendirmektedir.
Bu yazıdaki amaç, konuşmaların başlatılmasını, başkalarının ne düşünüp hissettiğini anlamaya çalışmayı sağlamaktır.
Peki biz kimiz?
Her geçen gün kullandığımız sözcüklerle ve yaptıklarımızla kim olduğumuzu açığa çıkarıyoruz. Yaptıklarımız, sözcüklerden genellikle daha yüksek sesle konuşabilirler, çünkü onlar genellikle daha açık bir şekilde anlaşılır.
Sözcükler kafa karıştırıcı olabilir. Tanım olsun, içerik olsun, sözcükler gerçek anlamlarının dışına da çıkabilirler.
Sözcüklerin içerdiği bilgiler ne derece doğrudur? Arkalarındaki his ne kadar gerçektir? Ancak sözcükler evrensel gerçekleri açığa çıkarabilirler ve aynı dili konuşan insanların birbirleriyle doğrudan ilişki kurmasını sağlayan en kolay yoldur. Sözcüklerinizi dikkatli bir şekilde seçin. Gözlerimiz içimizdekilerin bir göstergesiyse, sözcüklerimiz de beynimizin ve hatta kalbimizin bir resmidir.
Konuşuyoruz. Konuştuğumuzda potansiyel bir iletişim, yani ne düşündüğümüz, hissettiğimiz ve nasıl bilinmek istediğimize dair bir bilgi paylaşımını başlatmış oluruz. Sözcüklerin büyüsü, dilin anlamsal kurallarının ötesine ulaşma yeteneğinde yatar. İletişim kurmanın birçok yolu vardır. Bu bir gülümseme, kısa bir bakış, bir yüz ifadesi de olabilir. Sözcükler, genellikle belleğimizle bağlantılı olarak düşünce ve hislerimizi kapsar.
Sözcükler diyalog, atmosfer ve kişilerarası bağlantılar yaratabilir. Ayrıca tüm bunları yok da edebilir. Psikanalistler genellikle hastalarının hayat hikayelerini oluşturmak adına sözcüklere güvenirler. Yazarlar ve şairler bu durumdan her zaman yararlanırlar. Şair ve yazarların kullandığı sözcükleri ve bizleri farklı dünyalara götürme, kalplerimize ulaşma, hayal gücümüzü sınırların ötesine taşıma ve bize her türlü hissi yaşatma yeteneklerini düşünün.
Sözcükler gerçekten de büyülüdür, çünkü onlar bizim iç dünyamızla iletişim kurmamızı sağlarlar, içimizdekilerle dış dünya arasında bir köprü kurarlar. Sözcükler her şeyi yapabilir. Acıtabilir, teselli edebilir, kontrol edebilir yaratabilirler. Büyü de bunun altında yatar.
Sonuç olarak gerek yazılı, gerekse sözlü olsun, ister sesli, isterse sakin bir şekilde söylensinler hayatımız boyunca kendimizi anlamamıza izin verirler. Bilinen ve paylaşılan arasında bir bağlantıdır sözcükler, köprü kurarlar. Düşünce örgümüz de belli sözcüklerden oluşur. Deneyimlerimizi sözcüklerle belleğimize işleriz ve anlarız. Sözcükler bizi yanılttığı zaman anlayışımız da yanıltıcı bir hal olur. Hayatta ise sözcükler bizi başkalarıyla bağlar. Kullandığımız sözcükler ilişkisel bir anlam taşırlar. Duyduklarımız içimizde bir yankı oluşturur.